Sanatın ve belagatin Doğu’ya özgü formlarında efsaneleşmiş bir kültürden süzülen İran Masalları, binlerce yıllık zengin bir mirasın ürünü. Dünyanın ilk gerçek imparatorluğunu inşa eden bir halkın motifleriyle bezenen bu masalları okurken Acem mülkünün görkemli şehirlerine uğruyor, zorlu çöllerinde ilerliyor, şahların mükellef sofralarına misafir oluyor, eşsiz bahçelerinin gölgesinde dinleniyorsunuz.
“Kedi ile Fare” masalında onurlu bir dövüş için cüssenin önemli olmadığına; “Kral ile Balıkçı”da aklın, şöhrete nasıl da galip geldiğine; “Zanaatkâr Kral”da el hünerinin her kapıyı açtığına; “Kör Dilenci”yle kaderin cilvelerine şahit olacaksınız. Kuşlarla konuşan ince ruhlu adamların, krallara geri adım attıran cesur kadınların yer aldığı uzun bir yolculuk bu.
Pers diyarlarının geniş topraklarına yayılmış masallarda yalnızca İslamiyet’in değil, Zerdüştlük ve çok tanrılı inanışların da iç içe geçtiği bir tarihe tanıklık edeceksiniz.