Granada’da dünyaya gelen büyük şair ve ünlü oyun yazarı Federico García Lorca yirminci yüzyıl İspanyol edebiyatının ve İspanya İç Savaşı’nın sembol isimlerden biri. Granada ruhunu şiirlerine taşıyan Lorca, “Granada’da doğmak bana içindeki Çingeneler, Siyahiler, Yahudiler ve Moriskolar gibi tüm ezilmiş Granada halklarıyla duygudaş bir kavrayış bahşetti,” diyerek açıklık getirir dünyaya bakışına. Lorca’yı büyük şair yapan şeylerden biri de kuşkusuz onun eski şiir biçimlerine karşı duyduğu hayranlık ve onları bir araya getirebilme becerisidir. Şiirlerinde, çocukluğundan beri aşina olduğu Flamenko seslerine karışan Orta Çağ romanslarına, baladlara, Mağrip kasidelerine ve gazellerine rastlanır.
Elif Kaya tarafından İspanyolca aslından ilk kez Türkçeye çevrilen New York’ta Bir Şair, Lorca’nın İspanya’dan ilk kez ayrıldığı 1929-1930 yıllarında Columbia Üniversitesinde öğrenci olduğu dönemde yazdığı şiirlerden oluşur. Hayattayken bu şiirlerini kitaplaştıramayan Lorca, İspanya İç Savaşı’nda Faşist Franco’nun askerleri tarafından otuz sekiz yaşında kurşuna dizilmişti. New York’ta Bir Şair, modern dünyanın şehir hayatındaki insan yaşamına dair şiddetli bir eleştiri beyanı ve aynı zamanda çılgın bir hayal gücü ve neşeyle yabancılaştırılmış gerçeküstücü bir şiir şöleni.